Göz çevresi bakımı Göz çevresi, derinin en ince, hassas ve yağdan yoksun olduğu noktadır. Üstelik, bu bölgede, çok yoğun biçimde hareket eden pek çok kas vardır: Düşünün bir kez; gözkapakları günde 10.000 kez açılıp kapanırlar. Tek dayanakları, gözü çevreleyen kemiklerdir. Gözkapağı ve kirpiklerin altında ve üstünde yeralan yağ tabakaları da koruyucu filtre görürler.
1-Göz çevresindeki yağ fazlaysa, gözaltlarında yağ torbacıkları oluşur. Sakın bunları sıkmaya kalkmayın. Güvenilir bir dermatoloğa başvurun. Yağ içeren göz temizleyicilerden uzak durmayı da unutmayın.
2-Gözlerin yaşarması, yabancı maddelere ve toza karşı, gözün savunma mekanızmasıdır. Gözün fazlaca yaşardığı durumlarda, rahatsızlık, buna neden olan maddenin uzaklaştırılması yla geçer. 3- Eer sigara içiyorsanız, ortamı sık sık havalndırın, uzun sure, elinizde sigara, bir odada kapalı kalmazsanız, gözlerinize büyük iyilik etmiş olursunuz.
4-Gözünüze temas eden tüm cisimler (kontakt lens, göz kalemi, kozmetikler) mikropsuz olmalıdır. Uygulama sırasında, ellerin temiz ve dezenfekte edilmiş olması ve tüm kozmetiklerin kapaklarının kullanım sonrasında sıkıca kapatılması gerekir.
5-Göz temizliği asla ihmal edilmemesi gereken bir işlemdir. Ancak, göz kaslarını tahriş edebilecek sabun ve temizleyiciler kullanmaktan kaçınılmalıdır. Bu amaçla, göze özel temizleyiciler geliştirilmiştir. Sıvı temizleyiciler gençler için, nemlendirici mineral yağlar içerenlerse daha olgun ciltler içindir.
6-Göz çevresi nemlendiricileri, yağsız olup, nemlendirici ve besleyici maddeler içermelerinin yanında koruyucu bir zar oluştururlar.
7-Yorgun ve kızarık gözlere en azından 15 dakika ayırabilirsiniz. Taze papatya çayı ile yapacağınız göz banyosu onlara iyi gelecektir. Bunun için, bir fincan kaynamış suya, bir çay kaşığı bitki ilave edin.
Dudak bakımı Pürüzsüz, dolgun ve yumuşak dudaklar, "güzel" olmanın ötesinde sağlıklıdır da. Özellikle ağzın köşelerinde görülen enfeksiyon riski, böyle dudaklarda görülmez. Virüsle geçen hastalıkların çatlamış dudaklarda yerleşmesi çok kolay olur. Üstelik bunlar bir kez vücuda girdikten sonra, vücudun diğer bölgelerinde de faaliyet gösterirler. Nedenleri arasında yorgunluk, C ve B6 vitaminlerinin ya da pantotetik asidin eksikliği ve bağışıklık sisteminin zayıflığı sayılabilir. Böyle durumlarda, makyaj yapmayıp virüse karşı geliştirilmiş bir pomat kullanmak yerinde olur.
1-Gliserin, çatlamış dudaklara kısa süreli bir yumuşaklık kazandırır. Ama, uzun süre kullanılacak olursa, tahrişe ve hassasiyete neden olur. Eskilerin yaptığı gibi kakao yağı uygulamak çok daha iyi sonuç verir (bu yağı, pudranın altına uygulayabilir veya rujdan once sürebilirsiniz.
2-Eğer uçuk habercesi kaşıntı başladıysa ve evde de bir pomadınız yoksa, diş macunundan faydalanın. Ama ateşiniz de çıktıysa, bir tutam tuz eklediğiniz limon suyunu deneyin: Çok can yakar ama yarayı iyileştirir.
3-Dudaklarınızın doğal bir renge ve pürüzsüz bir yüzeye kavuşmasını ve o can sıkıcı, kuru kabuklardan kurtulmayı istiyorsanız, bir diş fırçası yardımıyla, her sabah dikkatlice fırçalayın.
4-Yüzünüzü nemlendirirken dudaklarınızı ihmal etmeyin. Dudaklarınıza da nemlendirici sürdükten sonra, tüm dudak çizgisi boyunca, masaj yapın. Çünkü bu bölge, ilk kırışıkların oluştuğu yerdir.
5- UV ışınlarına karşı koruyucu işlevi olan melanin maddesinden yoksun olan dudak derisi çok hassastır. Bu yüzden, korunmaları için, tüm yıl boyunca, güneş filtresine ihtiyaç vardır. Erken yaşlanmalarını önlemek için bir diğer önlem, her gece yatmadan önce makyaj temizliği yapmaktır; bilhassa dudaklar uzun süre rujlu kalmışsa. Bunun için, makyaj temizleyicinizi parmak ucuyla dudaklara yedirin; ardından, bir parça pamukla, fazla hırpalamadan, temizleyin.
Yüz bakımı Yüz Güzelliğinize Dikkat Edin! Yüzünüz kadar tüm bedeniniz de düzenli bakım ister... Kadife yumuşaklığında bir cilt için öncelikle ona değer vermelisiniz. Hemen tüm kadınlar, öncelikle yüz güzelliğini ön plana çıkarmayı tercih ediyor. Bu nedenle yüz bakımı için, vücut veya saç bakımlarına oranla biraz daha zaman ayırıyorlar. Yüz bakımının ilk adımı, cilt temizliğiyle başlıyor. İster makyajlı olun, ister makyajsız, cildinizi düzenli olarak her gün temizlemeniz gerekiyor. Bunun için sabahları kalktıktan sonra rutin yüz temizliğinize başlayabilirsiniz. Cildi arındırma metodları arasında, peeling ve yüz maskeleri de yer alıyor. Ancak bunları ihtiyacınıza göre haftada bir kez uygulamanız, uygulamadan önce bunların cildinize uygun olup olmadığını uzmanlara danışarak tespit etmeniz öneriliyor. Orta Yaşlarda Daha Özen Gösterin!
Günümüzde kadınların ortalama yüzde 20-30'u ayda bir kez derinlemesine yüz temizliği için bir ürün kullanıyor. Çoğu kadın da cildinin çok hassas olduğundan şikayet ediyor. Özellikle 20-40 yaşlar arasındaki kadınlar, ciltlerinin gerilmesinden, yanmasından, kaşınmasından ve batmasından şikayet ediyor. Bu durum da, kızarıklık, kırışıklık, pul pul dökülme gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Bunun çeşitli sebepleri var. Örneğin; Hava kirliliği, mevsimsel değişiklikler, makyaj, günlük stres, cildin yüzeyinde kir ve yağ birikimlerine neden oluyor. Bu birikim de, gözenekleri kapatarak sivilcelerin ve siyah noktaların oluşmasına yol açıyor. Bununla birlikte ölü hücreler de cildin bu üst katmanında toplanarak, sağlıksız ve mat bir görünüme yol açıyor. Çevre Kirliliğinden Koruyun! Cildin koruyucu mekanizması zayıfladığı zaman, zararlı faktörler daha kolay deriden içeriye girebiliyor. Buna bağlı olarak ciltte hızlı nem kayıpları ve kurumalar meydana geliyor. Hassas ciltlerin temizliğine çok özen göstermek gerekiyor. Cildin toz, kir ve makyaj malzemelerinden düzensiz ya da özensiz olarak temizlenmesi ve alkol içeren ürünler kullanılması, cilt yüzeyini olumsuz etkiliyor. Bazı ciltlerde su teması bile çeşitli reaksiyonlara neden olabiliyor. Cildiniz Kurumasın! Hassas ciltler çeşitli çevresel faktörler olduğu kadar, ruhsal nedenlerden dolayı da kolaylıkla kuruyabiliyor. Böylelikle yüz bölgesinde erken yaşta kırışıklar görülmeye başlıyor. Özellikle de yağ bezleri içermeyen göz çevresi bu kırışıklardan daha fazla etkileniyor.
Temizlik Şart... Bütün bu olumsuz faktörlerin önüne geçmek için, başta da belirttiğimiz gibi, düzenli olarak cildinizi temizlemek. Böylelikle ciltte biriken kirli tabaka ortadan kalkıyor. Cildinizi temizlemek için piyasada çeşitli ürünler bulabilirsiniz. Bu yöntemlerin çoğu, cildinizde değişik etkiler yaratabiliyor. Örneğin, sabun, losyon ya da köpükle yaptığınız günlük yüz temizliği, cildinizin yüzeyinde toplanan kiri temizliyor. Düzenli aralıklarla uygulayacağınız derinlemesine temizlik ise, ciltte biriken ölü hücreleri arındırıyor. Ancak, hangi temizleme yöntemini uygularsanız uygulayın, burada dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, cildin hassas yapısına zarar vermemektir. Boyunda çizgi oluşumunu önleme İhmal edildiği taktirde, yoğunlaşan yaşlanma izlerini hemen yansıtır. Boyun güzelliği bir cilde bağlı olduğu kadar, uygulanan bakıma da bağlıdır.
İşte bu uygulamalardan bazıları:
1-Bakış açınız, boynunuzu düzgün tutmanıza yardımcı olabilir. Mümkün olan en geniş alanı görecek ve vücutla dik açı oluşturacak şekilde bakın.
2- Boynunuzu omuzlarınız arasına gömmekten veya çenenizin altına sıkıştırmaktan kaçının. Bu hareketlerin cezası, erken kırışık oluşumudur.
3-Boynunuzu uyurken de düz tutabilmek için, alçak bir yastık kullanmak en iyisidir.
4-Yüzünüzle beraber boynunuzu da nemlendirmeniz ve beslemeniz gerektiğini unutmayın. Hatta, boynunuza daha fazla özen göstermelisiniz. Bu bölge, terleme ile kolayca tahriş olur.
5- Günboyunca, boynunuzu ileri doğru uzatıp germek ve başınızı soldan sağa ve sadan sola döndürmek gibi basit egzersizler yapın.
6-Esnek ve gergin bir boyuna kavuşmak için yapabileceğiniz spor ise yüzme.
7-Boyun deriniz sarkmaya ya da bu kısımda çizgiler belirmeye başlamışsa, fularla gizlemenize gerek yok. Özel bir bakım uygulayın yeter. ·Temizleme sütü ya da nötr sabun yardımı ile temizleyin. ·Sofratuzu ve zeytinyağı ile hazırlayacağınız bir karışımla peeling uygulayın ·Besleyici ve güçlendirici bir maske uygulayın. ·15 dakika sonra, cildi temizleyin ve fazla hırpalamadan, nazik hariketlerle masaj yapın. Aşağıdan yukarı ve yukarıdan aşağı doğru parmaklarınızla hafif hafif vurun ve işaret parmaklarınızı sırayla çene altına kaydırın.
Kökten uca kadar sağlıklı saçlar
Bazen saçlarımız söz dinlemez ve bizi çileden çıkarır. Ama üzülmeyin baharatlarla uygulayacağınız birkaç basit yöntem, saçlarınıza canlılık ve parlaklık kazandıracak
Kadınların en büyük güzellik silahı saçlarıdır. Fakat dökülme, kepek, cansız ve zayıf saçlar çoğu zaman güzelliğimize gölge düşürür. Oysa evde uygulayabileceğiniz doğal yöntemlerle sağlıklı saçlara kavuşabilirsiniz.
Kepeklenme sorunu için
Büyük bir organizasyona davetlisiniz. Çok güzel, siyah bir elbise giydiniz. Ama saçlarınızdan omuzlarınıza dökülen kepekler tüm güzelliğinize gölge düşürüyor. Sık sık bu sorunu yaşıyorsanız, bir parça pamuğun üzerine zeytinyağı döküp saç derisine hafifçe masaj yapın. Yarım saat sonra saçınızı yıkayın. Bu uygulamayı yapmadan önce saçınızı iyice fırçalayarak kepeklerin gevşemesini sağlayın.
Saçlarınız dökülüyorsa
Her sağlıklı insanın ortalama 100 bin saç teli vardır. Her saç telinin ömrü de 2 – 6 yıl arasında değişir. Günde 100 saç teli kaybetmek normaldir. Çünkü saçlar yeniden uzar. Fakat aşırı saç dökülmesine karşı önlem almak gerekir. Yumuşak bitkisel şampuanlar, saç dökülmesini büyük oranda önler. Eğer saç deriniz çok kuruysa, haftada bir kez, saçınızı şampuanlamadan önce başınıza yumuşak, yağlı bir sabunla masaj yapın. Saçlarınızı yıkarken, mutlaka sıcak yerine ılık su kullanmayı tercih edin.Saçlarınızı kurutma makinesiyle kuruturken dikkat edin. Çünkü sıcak ve kuru hava saç uçlarının kırılmasına sebep olur. En iyisi saçların kendi kendine kurumaya bırakılmasıdır. Kimyasal maddelerle saçlarınızın rengini açmaktan kaçının. Aksi taktirde saçlarınıza zarar verirsiniz. Haftada 2 - 3 kez de bira kürü uygulayın. 0,3 litre birayı saçınıza ve saç derinize dökerek masaj yapın. 15 - 20 dakika sonra ılık suyla yıkayın ve kendi kendine kurumasını bekleyin.
Saç dökülmesini önlemek için
Soğan masajı:
Soğan, saçların daha sağlıklı uzamasını sağlar. Bir soğanı ikiye bölün ve saçlarınızı yıkarken saç derinize birkaç dakika masaj yapın. Soğan kokusunu gidermek için de masajdan sonra yumuşak bir şampuanla saçlarınızı yıkayın. Bunu haftada 1 - 2 kez tekrarlayın.
Elma sirkesi kürü:
Elma sirkesi, yıpranmış saçları onarır ve böylece dökülmelerini önler. Yarım litre ılık suya dörtte bir litre elma sirkesi ilave edin. Saçlarınızı yıkadıktan sonra bu karışımı saçınıza dökün ve birkaç dakika saç derinize hafifçe masaj yapın. Masajdan sonra saçınızı durulamayın ve kendi kendine kurumasını bekleyin. Haftada 1 - 2 kez bu işlemi tekrarlamaya çalışın.
Bir diğer öneri:
60 gr Hintyağı
50 gr saf zeytinyağı
50 gr lavanta suyu
Hepsini birlikte karıştırın. Banyo yapmadan 30 dakika önce bu karışımı saçınıza sürün ve bekleyin. Ardından saçınızı sabunla yıkayın. Bu işlemi haftada bir kez uygulayabilirsiniz.
Uzmanlar ayrıca, saç dökülmesini önlemek için kadın ve erkeklere ayrı tavsiyelerde bulunuyor:
Erkekler için:
2 litre suya 50 gr dulavratotu kökü katın ve 15 dakika kaynatın. Kaynadıktan sonra 30 dakika demlenmesini bekleyin ve sonra saçınızı bu karışımla yıkayın.
Kadınlar için:
Saç diplerinizi ılık suyla ıslatın ve has zeytinyağı sürün. Ardından saçınıza bir havlu sarın ve bu şekilde yatın. Ertesi sabah saçlarınızı kükürtlü sabunla yıkayın.
İki litre sıcak süte limon damlatın ve dibe çökmesini bekleyin. Sütün üstte kalan kısmını diğer kısımdan ayırın ve ılık hale geldikten sonra saç diplerinize bununla masaj yapın. Sonra saçlarınızı durulayın ve sıcak bir havlu sararak yatın. Sabah kalktığınızda saçlarınızı beyaz sabun ve sıcak suyla yıkayın.
Bir litre kaynar suyun içine bir tutam ısırgan otu atın ve sonra yarım saat demlenmesini bekleyin. Akşamları saç diplerinize bu karışımla masaj yapın ve ardından saçlarınızı yıkayın.
Saç diplerinize susam yağı sürün ve 3 - 4 saat bu şekilde bekleyin. Sonra saçınızı en az 4 - 5 kez sıcak suyla yıkayın. Bu işlemi üç haftada bir tekrarlayarak hem saçınızın dökülmesini önleyebilir hem de parlamasını sağlayabilirsiniz.
Çiğ yumurta sarısını yarım litre ılık suyla karıştırın ve akşamları saç diplerinize sürün. Sonra saçınıza bir havlu sarın ve sabaha kadar bu şekilde yatın. Sabah kalktığınızda saçınızı ılık suyla ve beyaz sabunla yıkayın. Olumlu sonuç alabilmek için bu işlemi 3 - 4 gün devam ettirin.
Saçları güçlendirmek için
50 gr adaçayı
Bir çay bardağı lavanta
Bir çay bardağı kekik
Bir çay bardağı atkuyruğu otu
Bir litre su
Tüm bitkileri bir litre suda 10 dakika kaynatın. Süzdükten sonra sabah ve akşam saç diplerine bununla masaj yapın.Saçları kuvvetlendirmenin başka bir yolu da defne tohumunu kaynatmak ve suyunu saç diplerine sürmektir.
Saçları beslemek için
Bir miktar badem yağı
Bir miktar zeytinyağı
Bir yumurta sarısı
Hepsini birbirine karıştırın ve iki haftada bir bu karışımla saç diplerinize yumuşak bir şekilde masaj yapın.
Saçın rengini açmak için
Dört çorba kaşığı dövülmüş revent kökünü üç bardak sıcak suda 30 dakika bekletin.Saçlarınızı yıkadıktan sonra bu karışımla durulayın.
Koyu renk saçı parlatmak için
İki çorba kaşığı biberiye
İki bardak su
Biberiyenin üzerine sıcak suyu dökün ve 30 dakika çekmesini bekleyin. Saçınızı yıkadıktan sonra durularken bu karışımı kullanın.
Saça hacim vermek ve şekillendirmek için
En iyisi açık renk saça sarı röfle attırmaktır. İnce telli saçlarda ne kadar çok değişik renk bulunursa, saç o kadar dolgun gösterir. Saçlarınızı şekillendirirken de sadece saç uçlarına jöle veya köpük sürmeyi tercih etmelisiniz.
(alıntıdır...)
cik ...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder